top of page

Yetişkinlik Dönemi Akıcılık Sorunları veya Kekemelik

yetişkinlik kekemelik/konuşma akıcılık sorunları

Daha önce de belirtildiği gibi yaşamın her döneminde görülebilen bir sorun olan kekemelik/konuşma akıcılık sorununun görüldüğü bir diğer dönem ise yetişkinlik dönemidir. Yaşamın erken yıllarında müdahale edilmeyen kekemelik/konuşma akıcılık sorunu değişiklikler geçirerek yetişkinlik dönemine kadar gelebilir. Birey çocukluk çağından beri ergenlik döneminde dahil yaşadığı kekemelik/konuşma akıcılık sorunu biriken olumsuz deneyimlerle birlikte daha karmaşık ve zorlu bir hal alır. Kişinin hayatını kurmaya ve sürdürmeye başladığı bu yıllarda birey iş yaşamına atılır ve yaşamını birleştireceği kişiyi seçer. Ancak tüm bu süreç içinde yaşadığı kekemelik/konuşma akıcılık sorunu hayatını zorlaştırabilir. Tüm bunlardan bağımsız olarak kekemelik/konuşma akıcılık sorunu başlı başına büyük bir sorundur çünkü kekemelik/konuşma akıcılık sorunu kişiyi hayatının her alanında çok boyutlu olarak olumsuz etkilemektedir. Kekemelik/konuşma akıcılık sorunu nedeniyle yetişkin birey psikolojik, sosyal, duygusal ve iletişimsel problemlerle baş etmek zorunda kalabilir. Bu nedenle kekemelik/konuşma akıcılık sorunları sadece konuşmayı hedefleyen terapilerle değil bütüncül ve çok boyutlu olarak ele alınmalıdır. Bunun için ise danışanların bütüncül olarak iyi tanınması ve ihtiyaç duydukları alanlarda güçlendirilmeleri ve desteklenmeleri grekmektedir.

Ergenlik Dönemi Akıcılık Sorunları veya Kekemelik

Bilimsel çalışmalar ve klinik deneyimleri kekemelik/konuşma akıcılık sorunlarının başlangıç dönemini en geç 7 yaş civarı olduğunu göstermektedir. Bu yaş sonrasında ortaya çıkan kekemelik/konuşma akıcılık sorunları yok denecek kadar azdır, hatta yoktur. Ancak daha önce de belirtildiği gibi kekemelik/konuşma akıcılık sorunları farklı nedenlerden kaynaklanmakta ve yaşamında farklı dönemlerinde farklı özellikler göstermekte ve değişimler geçirmektedir. Bireyin içinde bulunduğu yaş dönemine göre kekemelik/konuşma akıcılık sorunlarının neden olduğu diğer sorunlar değişmektedir. Ergenlik döneminde devam eden kekemelik/konuşma akıcılık sorunları bireyin aile iletişiminden, akran iletişimine ve akademik başarısına kadar birçok alanı etkilemektedir. Yetişkinliğin temellerinin atıldığı bu dönemde yukarıdaki sorunları yaşayan bireyin sadece içinde bulunduğu dönemde değil gelecek dönemlerde de bu sorunlarla baş etmek zorunda kalması şaşırtıcı değildir. Aynı zamanda ergenlik dönemi ve bireyin kişisel özellikleri bütüncül olarak değerlendirilmeli ve akıcılık terapilerinde konuşma akıcılığıyla birlikte bireyin desteğe ihtiyaç duyduğu alanlarda da destek alması sağlanmalıdır.

ergenlik kekemelik/konuşma akıcılık sorunları

Çocuk Çağı Akıcılık Sorunları veya Kekemelik

çocukluk çağı kekemelik/konuşma akıcılık sorunları

Kekemelik/konuşma akıcılık sorunları bireyin yaşından bağımsız olarak gözlenen ve bireyin yaşamını olumsuz etkileyen bir sorundur. Ancak kekemelik/konuşma akıcılık sorunları yaşamın farklı dönemlerinde farklı nedenlerle kendini gösterebilir. Bu nedenle kekemelik/konuşma akıcılık sorunu çocukluk çağında bu bakış açısıyla ele alınmalıdır. Dil edinimi sonrasında konuşmaya başlayan çocuk genelikle 4-6 yaşları arasında kekemelik/konuşma akıcılık sorunları belirtileri gösterebilir. Bu belirtiler konuşma sırasında bloklar, ses-hece uzatmaları veya ses-hece tekrarlarıdır. Kekemelik/konuşma akıcılık sorunları çocukluk çağında farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Bu nedenlerin doğru tespit edilmesi kekemelik/konuşma akıcılık sorunlarının altında yatan asıl soruna yönelik terapiler gerçekleştirilmesini sağlar ve böylelikle başarılı terapiler gerçekleştirilebilir.

Özgül Dil Bozuklukları

Her ne kadar dil ve konuşma çoğumuz için kolay bir yeti olsa da, bu yetileri kullanmak bazı bireyler için oldukça zor olmaktadır. Buna neden olan bir diğer sorun ise özgül dil bozukluklarıdır. Çok basit olarak tanımlamak gerekirse dil, düşünce ve kavramları sözel olarak ifade edebilmek için kullandığımız belirli kurallar bütününe göre çalışan semboller sistemidir. Bu semboller ve kurallar sistemi beş alt bileşene ayrılmıştır: sesbilgisi (fonoloji), yapıbilgisi (morfoloji), sözdizim (sentaks), anlam bilgisi (semantik), kullanım bilgisi (pragmatik). Bazı durumlarda bu alt dil bileşenlerinde gözlenen sorunlar nedeniyle okul öncesi ve okul çağı dönemindeki çocuklar dil sorunları yaşamaktadır. Bu dil sorunları tek bir alt dil bileşeninde görülebilceği gibi genelde birden fazla alt dil bileşeninde ortaya çıkmaktadır. Bu sorunla baş etmek zorunda kalan bireyler uygun sözcük seçimi, yanlış sözcük sıralama, ek kullanma gibi güçlükler çekerler. Söylemek istediklerini anlatabilseler bile konuşmalarında bariz farklılıklar görülür. Eforlu konuşurlar, ve konuşmaya başladıklarında kafaları karışabilir veya ne diyeceklerini nasıl söyleyeceklerini bilemezler.

özgül dil bozuklukları

Konuşma Sesi Bozuklukları

konuşma sesi bozuklukları

Konuşma sesi bozuklukları genellikle okul öncesi dönemdeki çocuklarda sık gözlenen sorunlardan biridir. Konuşma sesi sorunları yaşayan çocuklar yaşıtlarından daha düşük konuşma anlaşılırlığına sahiptirler. Konuşma sesi bozuklukları hafif, orta ve şiddetli düzeylerde görülebilir. Konuşma sesi bozuklukları artikülasyon, sesbilgisi ve apraksi olmak üzere üç alt alana ayrılabilir. Bu konuşma sesi bozukluklarının türlerinin doğru tanılanması ve anlaşılması çok önemlidir çünkü dışarıdan konuşma sesi hataları gibi gözüken ses hataları veya düşük anlaşılırlık farklı nedenlerden kaynaklanmakta, dolayısıyla terapi yöntem ve yaklaşımları da ona göre şekillenmektedir. Konuşma sesi sorunları yaşayan çocuklar anlaşılmakta güçlük çektiklerinden öfke ve engellenmişlik gibi olumsuz duygu durumlarına maruz kalabilirler. Bu da çocukların genel gelişimini olumsuz etkileyebilir. Her ne kadar okul öncesi dönemde gözlenen bir sorun olsa da okul dönemi kadar devam eden konuşma sesi bozuklukları da vardır. Konuşma sesi bozukluklarının bir diğer olumsuz yanı ise görüldüğü dönemden bağımsız olarak okuma-yazma öğrenimini zorlaştıran bir risk faktörü olmasıdır.

Gecikmiş Dil ve Konuşma

Bebek dünyaya gelmesiyle birlikte aynı zamanda bir dil ortamına doğar. İçinde bulunduğu çevrede konuşulan dil veya dillerin ses ve kurallarını alır, işler ve bu dil veya dilleri edinir yani bu dil veya dillerle iletişim kurmaya başlar. Bebekler yaklaşık altı aylıkken babıldamaya başlarlar. Babıldama kısaca bebeğin konuşma sesleriyle deneyler yaparak oynamaya başladığı süreçtir. Sesleri ve heceleri çeşitlendirerek ve farklı sıralamalar yaparak kendince konuşmaya çalışır. Bu sürecin sonunda ise bir yaşına doğru ilk sözcükler duyulmaya başlar. Dil edinimi sürecinde bebek sahip olduğu sözcük sayısını arttırır ve birden fazla sözcükle cümleler kurarak devam eder. Sağlık bir gelişim durumda bunlar beklenirken bazı durumlarda dil ve konuşma gecikmesi yaşanabilir. Bebek gözlenen hiçbir sorun olmamasına rağmen yaşıtları gibi dil ve konuşma becerileri sergileyemez. Aileleri endişelendiren bu durum karşısında yapılması gerekenler ise bu duruma neden olan bir faktörün olmadığından emin olunması ve bu ihtimalin elenmesidir. Bunun için bebeğin sağlık kontrollerini yapan pediatri uzmanı hekimlerin muayeneleri ve kontrolleri büyük bir öneme sahiptir. Eğer pediatri uzmanı hekim bebeğin gecikmiş dil ve konuşma yaşadığını düşünürse dil ve konuşma terapistinin değerlendirmesi gerekmektedir.

gecikmiş dil ve konuşma

İletişim

Sorularınız için bu bölümden mesaj gönderebilirsiniz...

Kekemelik terapisi Ankara, Uzm. Dil ve Konuşma Terapisti

Uzm. Dil ve Konuşma Terapisti

Atahan ÖZMEN

Andikom Dil ve Konuşma Bozuklukları Merkezi

Prof. Dr. Ahmet Kışlalı Mah., İlko Sitesi, 2812. Cad., No: 21 Çankaya / ANKARA

0535 031 61 22

  • Black Facebook Icon
  • Black LinkedIn Icon
  • Black Twitter Icon

Mesajınız başarıyla iletilmiştir.

© Copyright 2024 - Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page